Çalışan deneyimi kavramı insan kaynakları dünyasında ağırlığını her geçen gün arttırıyor. İnsan kaynakları kavramının temelinin atıldığı yıllarda sadece personel yönetimi hedefleniyordu. Günümüzde insan kaynakları kavramının temellerinin şekillendiği yıllar İK 1.0 olarak adlandırılıyor. Teknolojinin hayatımızda etkilerini arttırması ve iş dünyasında İK departmanlarının önemini arttırmasıyla İK 2.0 dönemine adım atıldı. İK 2.0 döneminin daha uzun süreler etkili olması beklenirken tüm dünyayı şaşırtan bir gelişme yaşandı. Covid-19 pandemisinin uzun süren ve hala hissedilen etkisi İK dünyasına beklenmeyen bir dönüşüm yaşattı. Pandemi döneminde kendini sorgulama fırsatı bulan, küresel düzlemde iş dünyasının pandemi karşısında verdiği tepkileri gözlemleyebilen çalışanların beklentileri ve istekleri yeniden şekillendi. Çalışanların alternatif iş arayışına girmeden ard arda istifa ettiği büyük istifa hareketi başladı ve İK dünyası İK 3.0 döneminde hızlı bir giriş yaptı.
İK 3.0 Döneminde Çalışan Deneyimi Neden Önemli?
İnsan kaynakları devriminin en yeni halkası İK 3.0 çalışan deneyimi odağında şekillendi dersek yanılmış olmayız. İnsan kaynakları dünyasında temel gerekliliklerin karşılanmasının ardından tıpkı Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşine uygun şekilde daha farklı ihtiyaçlara yönelik gelişme gösterdi. Çalışanların iş yeriyle etkileşimleri sonucunda çalıştıkları şirkete verdikleri toplam değer çalışan deneyimi olarak adlandırılır. Çalışan deneyimini geliştirmek temelde İK departmanlarının sorumluluğunda olsa da tüm birim yöneticilerine de büyük sorumluluklar düşmektedir. Günümüzün şartlarında iş dünyasında rekabet koşulları tüm sektörlerde günden güne daha zorlu hale gelmektedir. Büyük istifa hareketinin etkisiyle artan istifa dalgası şirketlerin kısa ve uzun vadeli hedeflerine ulaşmasını zorlaştırmaktadır. Mekân bağımsız çalışma modelleriyle tırmanışa geçen Gig ekonominin katkılarıyla çalışanların mekan bağımsız iş seçme hakkı gibi faktörler şirketlerin daha dikkatli davranmasını gerektirmektedir. Turn over rate oranı yani çalışan sirkülasyonunun fazla olması şirketlerin rakiplerine karşı dezavantajlı duruma geçmesine neden olmaktadır.
İK 3.0 Çağında Çalışan Deneyimini Geliştirmek: Geri Bildirim ve Anketlere Önem Verin!
İK 3.0 dönemi işten ayrılma mülakatları dâhil olmak üzere işe alım sürecinden tüm başlayarak her çalışanın her adımında ölçümlenmesini gerektiriyor. Eski dönemlerde yapılan dönemsel değerlendirme anketleri İK 3.0’ın gerekliliklerini karşılamaya yetmiyor. İK süreçlerini otomatize eden İK yazılımlarının da destekleriyle mobil uygulama üzerinden çalışanlarınız anlık geri bildirimler gönderebiliyor, her an hazırlanıp iletilebilen anketlerle mevcut durumları hakkında düzenli veri toplanabiliyor. Düzenli verilerin tek ekranda yorumlanabilmesi şirketlerin sıkıntı yaşadığı konuları tespit edebilmesine olanak sağlıyor.
İdenfit geri bildirim modülüyle, daha mutlu bir işletme için çalışan memnuniyeti gerçek verilerle ölçülür. Çalışanların sisteme girdiği cevaplar analiz ve rapor halinde detaylı olarak görüntülenebilir. Zaman bazlı olarak karşılaştırma (geçen ay ya da geçen hafta…) yapılabilir. İşletmede hangi alanlar ya da konular çalışanları memnun ediyor ya da hangilerinde iyileştirme yapılmalı gibi konular, veriler ışığında değerlendirilebilir.
