2023’te büyük istifa dalgası hakkında hala endişeli miyiz? İnsan kaynakları profesyonellerinin yeni yılda göz önünde bulundurması gereken pek çok yeni akım var. Sessiz istifa, sessiz kısıtlama benzeri birçok terim gelecekte daha sık karşımıza çıkacak gibi görünüyor. İK profesyonelleri yetenekleri elde tutma konusunda zorluk yaşamaya devam ediyor. Buna bağlı olarak çalışan bağlılığı konusu İK’nın odak noktasında yerini koruyor. Peki ya büyük istifa hala o kadar etkili mi? Dilerseniz öncelikle kısaca büyük istifa dalgasının gelişiminden bahsedelim.
Büyük İstifa Hareketi Nedir?
Büyük istifa hareketi, pandemi döneminde ortaya çıkan bir kavram. İlk kez işletme profesörü Anthony Klotz tarafından kullanılan büyük istifa terimi, iş gücünün gönüllü ve toplu göçü olarak tanımlanıyor. Amerika, Avrupa ülkeleri ve ardından tüm dünyada hızla yaygınlaşan bu akımın gelişmesinde pandemi etkisiyle ani şekilde değişen çalışma modellerinin etkili olduğu düşünülüyor. Bunun yanı sıra aynı dönemde konfor alanlarından çıkan çalışanların kendilerini sorgulamaları ve uzun sürelerle yalnız kalmaları gibi etkenlerinde süreci desteklediği tahmin ediliyor. Akımın isimlendirilmesinde de rol oynayan Klotz, büyük istifanın yeni bir iş bulma kaygısıyla ilgili olmadığını belirtiyor. Klotz ve pek çok ekonomist sorunun iş- yaşam dengesini kontrol alma kaygısıyla ilgili olduğunu belirtiyor. Peki, büyük istifanın tek nedeni iş yaşam dengesi kaybı mı? Büyük istifa dalgası hangi nedenlere bağlı olarak gelişti?
Büyük İstifanın Nedenleri Nelerdir?
- Çalışanların pandemi sürecinde kariyerlerini ve mevcut çalışma koşullarını yeniden değerlendirme fırsatı bulması,
- Çalışanların pandemi sürecinde çalıştıkları kurumlardan bekledikleri desteği görememesi ve buna bağlı olarak kurum aidiyetinin kaybı,
- Hazırlık süreci olmadan aniden uygulanan uzaktan çalışma, hibrit çalışma benzeri yeni çalışma modellerinin iş – yaşam dengesinin kaybına neden olması,
- Pandemi etkisiyle toplu işten çıkarma politikası uygulayan şirketlerin varlığı,
- Konfor alanından uzaklaşan çalışanların rutin hayatlarına dönüş yapmak istememesi,
- Uzaktan çalışma modelini sürdürmek, dijital göçebelik benzeri trendleri denemek isteyen çalışanlar nedeniyle büyük istifanın hızla yaygınlaştığı düşünülüyor.
2023’te Büyük İstifa Yerini Sessiz İstifaya mı Bırakıyor?
Sessiz istifa veya sessiz vazgeçiş son dönemde sık kullanılan kavramlar arasında yer alıyor. Geçen yıl Çin’de paylaşılan ve viral olan bir gönderi ile hayatımıza katılan bu kavram yani yılın popüler trendi olmaya aday görünüyor. 2023’te büyük istifa yerine sessiz istifa hakkında mı endişelenmeliyiz? Sessiz istifa tam olarak ne anlama geliyor?
Sessiz İstifa Nedir?
Nisan 2021’de Çin’de doğan bu akımın kökeninde yasal olarak haftada 40 saatten fazla çalışmaları yasak olmasına rağmen yoğun baskı gören çalışanlar yer alıyor. Özellikle satış, mühendislik firmalarında çalışanların yoğun baskı gördüğü belirtilen Çin’de başlayan bu trendin etkileri tüm dünyada hissediliyor. Sessiz istifa, istifa etmeden yapılan işle ilgili sınırları belirlemek ve iş süreçlerini minimum eforla yürütmek anlamına geliyor. Çalışanların iş tanımları dışında kalan tüm sorumlulukları reddettiği bu akım medya, tıp, akademi, eğitim, hizmet, eğlence, müzik vb. pek çok alanda etki gösteriyor. Sessiz istifayı tercih eden çalışanlar, fark yaratmaya ya da başarılarıyla dikkat çekmeye odaklanmıyor. Görevlerini işin sorunsuz yürüyeceği ve işten çıkarılmayacakları şekilde yerine getiriyorlar.
Sessiz İstifanın Nedenleri Nelerdir?
- Kurum aidiyeti konusunda eksiklik ve iş yerinde mutsuz olma,
- Tükenmişlik hissi ve yeterince takdir edilmeme hissi,
- Yeterli maaşı alamadığını hissetmek,
- Gerekli yan haklardan faydalanamadığını düşünme,
- Mobbing ve toksik yöneticiler,
- Konfor alanını bırakmak istememek,
- Ekonomik kaygılar nedeniyle istifa etmekten çekinmek,
- Ekip içerisinde yaşanan uyumsuzluklar vb. faktörlerin sessiz istifanın yaygınlaşmasında etkili olduğu düşünülüyor.
2023’te Büyük İstifa ve Sessiz İstifa Etkilerine Karşı Çalışan Bağlılığı İnşa Etmek
2022’nin ikinci yarısında düzenlenen bir anket sonuçlarına göre çalışanların yalnızca %32’si mevcut iş yerlerine bağlı olduğunu belirtiyor. Uzun yıllardır en düşük çalışan bağlılığı oranının görüldüğü bu dönemde ayrıca büyük istifa ve sessiz istifa benzeri akımların yaygınlaşması elde tutma konusunu ön plana çıkarıyor. Çalışan bağlılığı birçok İK departmanının gelecek planlarının odak noktasında yer alıyor. Yetenek krizi göz önüne alındığında kurumların yetenekleri elde tutma ve çalışan bağlılığını artırma konusunda önlemler alması kaçınılmaz hale geliyor.
Her geçen gün artan bağımsız çalışan sayısı, yaygınlaşan esnek çalışma modelleri, iş hayatına yeni katılan kuşakların değişen beklentileri ve dijital göçebelik trendleri gibi pek çok etmen dönüşümü hızlandırıyor. Peki şirketler çalışan bağlılığı konusunda neler yapabilir? Hangi maddelere öncelik verilmesi yetenek bağlılığı konusunda avantaj sağlayabilir?
Elde Tutma Konusunda Dikkate Alınması Gerekenler
- Çalışanların fiziki, sosyal ve psikolojik sağlığını bir bütün olarak ele alın ve önemseyin. Toksik liderler ve ekip arkadaşları, çeşitli sosyal baskı unsurları veya fiziki olarak yıpratıcı çalışma koşulları yetenek kaybının başlıca nedenleridir.
- İş yaşam dengesi kaybı sebebiyle yükselen büyük istifa ve sessiz istifaya karşı önlem almak için bu konuyu dikkate alın. İş yaşam dengesinin korunması özellikle yeni nesil çalışanların olmazsa olmazları arasında yer alıyor.
- Çalışanların gelişimini desteklemeniz bağlılığı artırma konusunda en önemli adımlar arasında yer alır. Kariyer gelişimi ve eğitim fırsatları elde tutma konusunda avantaj sağlayacaktır.
- Kurum içerisinde tüm çalışanların doğrudan görüş bildirdiği anketler düzenlenmesi ve elde edilen sonuçlar doğrultusunda hızlı aksiyon alınması çalışanların kuruma aidiyetini artıracaktır.
- Maaşın yanı sıra yan haklar, ilave izin günleri vb. sağlamanız yetenekleri elde tutma ve yetenek çekme konusunda avantaj yakalamanızı sağlayacaktır.