Çeşitlilik ve eşitlik İKY dünyasının gündeminde. Tabii, işverenin eşit davranma ilkesi de bu gündemde önemli bir rol oynuyor. Çünkü bu yaklaşım, verimli iş süreçleri ve güçlü ekiplerin en temel gereklilikleri arasında yer alıyor. Bir organizasyonda ırk, din, dil, cinsiyet, siyasi düşünce ya da inanç gibi unsurlara dayalı ayrımcılık yapılmaması gerekliliğini tanımlıyor. İnsan odaklı İKY yaklaşımı ve hem yasal hem de etik anlayışın gereği eşitlik ilkesinin iş süreçlerinin odağında bulunması gerekiyor. İş hukuku, işverenlerin çalışanları arasında din, dil, ırk ve cinsiyet bakımından ayrım yapamayacağını belirtiyor. Ayrıca sağlıklı bir iş yeri kültürü gereği de çalışanlar arasında objektifliğe gölge düşürecek uygulamalardan uzak durulması önem taşıyor. Bu olumlu bir kurumsal iklim için olmazsa olmaz gereklilikler arasında yer alıyor.
Peki, işveren eşitlik ilkesini ihlal ederse çalışanlar hangi aksiyonları alabilir? Bu sorunun cevabını derinlemesine öğrenmek için içeriğimizi okumaya devam edebilirsiniz.
İş yerinde Eşitlik İlkesinin Yasal Olarak Tanımı Önemlidir‘
Yasalar çalışan olsun işveren olsun herkes için bağlayıcıdır. Bu noktada eşitlik ilkesini güvence altına alan 4857 numaralı İş Kanunu’na göz atmak faydalı olacaktır. İş Kanunu’nun 5. maddesi açıkça söylemektedir ki “İş ilişkisinde dil, ırk, renk, cinsiyet, engellilik, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayrım yapılamaz.” Bu maddede görüldüğü üzere eşitlik ilkesi oldukça kapsamlı bir konuyu ele alır. Dolayısı ile bu konuda işveren konumundaki kişilerin ve çalışanların bilinçli ve dikkatli olması önemlidir. Özellikle çalışanlarla kurulan sözlü iletişimde seçilen ifadelerde seçici olmak elzemdir. Etnik köken veya ırkla ilgili olumsuz ifadeler eşitlik ilkesinin ihlali olarak yorumlanabilir. Bunun yanında herhangi bir ideoloji, inanç ya da mezhebi-ötekileştirici ifadelerin kullanımı da eşitliği sarsıcı niteliktedir.
İşverenlerin dikkatli olması gereken konulardan bir diğeri engelli personellere karşı takınılan tutum ve davranışlardır. Bu konuda kötü niyetli olmayan şaka ve espriler de eşitlik ilkesine karşı bir tutum olarak kabul edilmektedir. İş yerinde eşitlik hakkında ülkemizde ve dünyada üzerinde en çok tartışılan başlık cinsiyet eşitliğidir. İş yerinde cinsiyet eşitliği çeşitli boyutları olan sosyal bir olgudur. Bunun yanında kurumsal jargondan cinsiyetçi ifadeleri arındırmak da olumlu bir adım olacaktır. Cinsiyetçi ifadeler eşitlik ilkesine aykırı olduğu gibi çalışma ortamının doğasına da aykırıdır.
Eşitlik İlkesinde Çalışan ve İşverenin Sorumlulukları
Eşitlik ilkesi iş yerinde bulunan tüm paydaşları ilgilendiren bir konudur. Bu konuda öngörülen yasa ve kurallara çalışanlar da uymakla mükelleftir. Eşitliği ihlal ettikleri durumlarda çalışanlarda çeşitli yaptırımlar ile karşı karşıya kalabilirler. Kabul görmüş teamüllere göre işyerlerinde liderler, eşitlik ilkesinin tesisinde daha fazla söz sahibidirler. Bu konuda tutum ve davranışları ile örnek bir liderlik sergilemeleri beklenmektedir. Çalışanlar arasında bu ilkeye sarsanlara gerekli yaptırımları uygulayacak olanlar işveren konumundaki kişilerdir. Fakat hukuktaki karşılıklılık ilkesinin iş yeri eşitliği alanında da önemli kavramlardan biri olduğu unutulmamalıdır.
İşverenin Eşit Davranma İlkesi İçin Yeter Şartlar Nelerdir?
Yargıtay’ın emsal niteliğindeki kararlarına göre bir işverenin eşit davranma ilkesi şartlarının aranabilmesi için aranan bazı yeter şartlar vardır. Buna göre ayrımcılığa konu olan çalışanların, aynı iş yerinin çalışanları olması gereklidir. Buna ek olarak iş yerinde kollektif yani toplu bir yapı bulunması gerekir. Eşitlik ilkesinin uygulanabilmesi için aranan bir diğer şart ise zamanda birlik şartıdır. Zamanda birlik, işyerinde çalışanların aynı zaman diliminde aynı uygulama ve davranışlara maruz kalmasını ifade eder.
Bir diğer hukuki eşitlik ilkesi de çalışanların iş yerinde resmi bir sözleşmeye bağlı çalışması şartıdır. Bu durumda kaçak ya da sözleşme olmadan çalışanlar için eşitlik ilkesi şartı ortadan kalkmaktadır. Eşitliğin ihlal edildiği yönünde şikayette bulunmak isteyen çalışanlar sözleşmeli personel olmalıdır.
Çalışan Eşitlik İlkesinin İhlali Durumunda Ne Yapabilir?
Huzurlu bir çalışma ortamı için temel şartlardan biri olan işverenin eşitlik ilkesinin ihmali durumunda çalışanların yasal hakları vardır. Çalışanlar maruz kaldıkları eşitsizlikler karşısında hukuki yollara başvurabilir. Ancak hukuki yollara başvurmadan önce eşitsizliği yapan işverenle veya otorite konumundaki kişilerle sorunlarınızı konuşabilirsiniz. Sağlıklı bir diyalog pek çok sorunu ortadan kaldırabilir. İş yerinde sağlıklı bir iletişim ortamı tesis edilirse, eşitlikle sorunu da elimine edilebilir.
Ancak diyalog çağrılarınız sonuçsuz kalır ve sorununuz devam ederse mahkemeye gidip iş yerinize dava açabilirsiniz. Çalışanların yasal olarak davayı kazanmaları durumunda ayrımcılık tazminatı almaya hakları vardır. Kanunda öngörülen eşit davranma ilkesi ihlali tazminatı miktarı 4 aylık ücretin toplamı kadardır. Bunun yanında eğer çalışanın eşitliğin ihlali nedeniyle uğradığı maddi kayıplar söz konusu ise bunlar ayrıca dava konusu edilmektedir. Kayıplar genelde eşit iş için farklı ücret ödenmesinden kaynaklanır. Bu durum da yasaya aykırı bir uygulamadır. Eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini iddia eden çalışan bu iddiasını ispatlamak zorundadır. Eğer çalışan iddiasını ispatlayabilecek delilleri mahkemeye sunarsa, işverenin eşit davranma ilkesi ihlali konusunda ispat sunması gerekir. İş yerinde eşitlik ilkesinin ihlali ile ilgili davalar iş mahkemelerinde görülmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin ve Yargıtay’ın da bu tip ihlaller ile ilgili çok sayıda görüş yazısı ve emsal nitelikte kararı bulunmaktadır.