Telafi çalışması, çalışma hayatında meydana gelen işin durmasına sebebiyet verecek durumlar karşısında ortaya çıkan esnek çalışma modellerinden biridir. Özellikle de pandemi sürecinde esnek çalışma düzeni ile birlikte kendine gündemde daha fazla yer edinmiş olan telafi çalışmasının, kanun ve yönetmelikte sınırları çizilmiş ve böylelikle işçi-işveren ilişkilerinde sorun yaşanmasının önüne geçilmeye çalışılmıştır.
Telafi çalışması, zorunlu nedenlerle işin durması, resmi tatil öncesi veya sonrası izin verilmesi, kar yağışı gibi kötü hava koşulları, covid-19 pandemisi veya kişinin kendi isteği gibi birçok sebepten ötürü uygulanabilir. Telafi çalışma düzeninin içeriği, kanuni dayanağı, şartları ve uygulanışı ile ilgili birçok bilgiyi sizler için derledik.
Telafi Çalışması Nedir?
Telafi çalışması, işçilerin zorlayıcı veya herhangi başka bir nedenle çalışamaması veya çalışmaması sonucunda yitirilen çalışma sürelerinin başka bir zaman içerisinde normal iş süreleri üzerine eklenerek çalışılmasına imkan sağlayan esnek çalışma sistemidir. Bu durumda telafi olarak çalışılan süre ileride başka bir zamanda fazla mesai veya fazla çalışma olarak değil telafi çalışma adı altında yer alır.
Telafi Çalışması Kanuni Dayanağı
Telafi çalışması, 4857 sayılı İş Kanunu 64. maddesi gereğince aşağıdaki şekilde açıklanmıştır:
“Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine izin verilmesi hallerinde, işveren dört ay içinde çalışılmayan süreler için telafi çalışması yaptırabilir.
(Ek cümle:25/3/2020-7226/43 md.) Cumhurbaşkanı bu süreyi iki katına kadar artırmaya yetkilidir. Bu çalışmalar fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sayılmaz. (1) Telafi çalışmaları, günlük en çok çalışma süresini aşmamak koşulu ile günde üç saatten fazla olamaz. Tatil günlerinde telafi çalışması yaptırılamaz.”
Kanun maddesi özelinde telafi çalışmasının işveren tarafından 4 ay içerisinde işçiye yaptırılması gereklidir. Bu 4 aylık süre aslında 25.03.2020 değişikliğine kadar 2 ay olarak belirtilmişti. Son değişiklikle pandemi sebebiyle 2 aydan 4 aya çıkarıldı. Ayrıca Cumhurbaşkanı bu süreyi iki katına kadar artırmaya da yetkilidir. Telafi çalışma süreleri, günlük en çok çalışma süresini aşmayacak şekilde günde 3 saatten fazla olamaz.
Telafi Çalışması Yapılabilecek Haller
Telafi çalışma yapılabilecek haller ayrıntılı olacak şekilde kanunda belirtilmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu’na göre telafi çalışması yapılabilecek durumlar üç ana başlık altında toplanmıştır:
- Zorunlu nedenlerle işin durması,
- Ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması, tamamen tatil edilmesi,
- İşçinin talebi ile kendisine izin verilmesi durumları.
Telafi Çalışma Uygulaması Covid-19 Sebebiyle Yapılabilir Mi?
Telafi çalışma, covid-19 pandemi sebebiyle işletmelerde üretimin durma noktasına gelmesiyle gündemde kendine çokça yer bulmuştur. Covid-19, telafi çalışma için geçerli bir sebep olarak kabul edilmektedir. Salgın sürecinde, ücretli izin kullandıran veya çalışma sürelerini azaltan işverenler tehlike ortadan kalkınca işyerinde telafi çalışması uygulayabilirler. Fakat ücretsiz izin kullandırma veya kısa çalışma ödeneği gibi durumlarda telafi çalışmasından söz edilemez.
Telafi Çalışması Günde En Çok Kaç Saat?
Telafi çalışması, günde en çok 3 saat olabilecektir. Her bir gün yapılabilecek telafi çalışma uygulaması asla sınırsız sürede değildir. Bu konuda iki önemli sınırlama söz konusudur. Birincisi günlük telafi çalışmasının en fazla 3 saat olabileceği, ikincisi ise telafi çalışma süresi 3 saati aşmasa dahi işçinin o gün çalıştığı toplam sürenin ‘günlük en çok çalışma süresi’ olan 11 saati aşmaması gerektiğidir.
Telafi Çalışma İçin İşçinin Onayı Zorunlu Mu?
İşverene İş Kanunu ile tanınmış bir hak olan telafi çalışması için işveren, işçiden onay almak zorunda değildir. Telafi çalışma uygulamasına karar verilmesi ve bu düzenin faaliyete geçirilmesi yetki olarak işverendedir. İşveren, telafi çalışmasının 4857 sayılı İş Kanunu 64. maddesinde sayılan telafi çalışma hallerinden hangisine dayandığını ve çalışmaya ne zaman başlanacağını işçilere bildirmek zorundadır.
Telafi Çalışma Süresine Aykırı Davranan İşverene Ceza
Telafi çalışmasının yasal boyutları, İş Kanunu ve İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği´nde hüküm altına alınmıştır. 4857 sayılı İş Kanunu 104. maddesi gereğince; 64. maddede öngörülen hükümlere aykırı davranış gösteren işveren veya işveren vekiline her işçi için 555 Türk lirası idari para cezası kesileceği belirtilmiştir.
İşçinin Telafi Çalışma Yükümlülüğüne Aykırı Davranması
Telafi çalışmasına katılım sağlamayan işçi, işi ifa borcuna aykırı davranır. Bu sebeple işçinin iş sözleşmesi işveren tarafından haklı fesih sebebiyle feshedilebilir. İşçi haklı bir nedeni olmadan telafi çalışma düzeninde yer almayı reddederse işverenin fesih hakkı ve işçiye izin verdiği sürede ödemiş olduğu ücreti geri alma hakkı mevcuttur.