Dijital mobbing ya da sanal zorbalık (cyber bullying) son zamanlarda çalışanların sosyal medya da dahil olmak üzere çeşitli mecralarda en çok yakındığı konuların başında geliyor. Özellikle 2021 yılından itibaren Linkedin gibi platformlarda bu konuda çok fazla yayın ve paylaşım yapıldığını görüyoruz.
Ne yazık ki işyerinde mobbing ve kötü muamele yeni bir oluşum değil, yıllardır medyadan ya da çevremizden bu tarz olayları duyuyoruz. Ancak, 2020 yılının başında hayatımıza giren pandemi nedeniyle hepimiz mobbbingin farklı bir versiyonuyla tanıştık: Dijital mobbing. Peki dijital mobbingin bildiğimiz mobbingden farkı nedir?
Dijital mobbing ya da diğer adıyla siber zorbalık nedir?
Dijital mobbing en kısa şekilde ifade edilecek olursa, teknoloji ile iletişim kurulan bir ortamda – bu teknoloji aracı bilgisayar, telefon veya tablet olabilir – kişilerin maruz kaldığı herhangi sözel veya hareketlerle desteklenen zorbalık, taciz veya mağduriyetlerdir.
Uzaktan çalışma ile artan dijital mobbing
Kimilerimiz zorbalık ve tacizin yalnızca çalışanların yüz yüze etkileşimde olduğu ofis ortamlarında gerçekleştiğini düşünebilir. Ancak son zamanlarda yaşananlar bunun pek de böyle olmadığını gösteriyor. Pandemi ve sonrası dönemde çoğu işletme evden çalışma ve hibrit çalışma modeline geçti ve tüm işlerini teknoloji üzerinden yürütüyorlar. Ancak yine de mobbing azalmak yerine dijital ortamda hızla artıyor.
Pandeminin ilk zamanlarında evden çalışma sistemi birçok çalışan için harika bir dönüşüm olarak algılandı. İşe giderken trafik olmaması, zamandan tasarruf, hijyen konularındaki ev rahatlığı evden çalışmanın avantajları arasındaydı. Ancak çok kısa sürede dezavantajları da ortaya çıktı. Evden çalışma çoğu işyerinde doğru yönetilemedi ve iş – yaşam dengesi ortadan kalktı. Bunun sonucunda mesai saatlerinin dışına çıkılması, her konuda çevrimiçi toplantı talep edilmesi, iletişim adı altında bolca konuşmayla geçen toplantıların artması çalışanların motivasyonlarını olumsuz anlamda etkiledi.
Geçen yıldan ost pandemi dönemini yaşadığımız şu günlere geldiğimiz noktada çalışanların Hangouts, Zoom, Microsoft Teams veya Skype gibi uygulamalar aracılığıyla günün 24 saatinin her anında, gerçek hayatta olduğu gibi iletişim kurabilmesi yaşanan olumsuzlukları mesai saatleri dışına da taşıyor. İşin kötüsü yönetimler bu tarz bir yaklaşımı artık normal buluyor ve yadırgamıyor. Ayrıca ekran arkasında gerçek hayatta yapılmayacak hakaret ve hareketlerin yapılmasının daha kolay olması ve bu konuda net yaptırımların olmaması dijital mobbinge davetiye çıkarıyor. Uzaktan çalışmada geldiğimiz son nokta dijital mobbing konusunda acil düzenlemelerin yapılmasını gerektiriyor.
Dijital mobbing örnekleri
Yukarıda bahsedilen sanal etkileşim ve toplantı mecralarında gerçekleşen sanal zorbalıklara örnek verecek olursak:
- Bir grup sohbetinde birinin sözünü kesmek veya o kişiyi görmezden gelmek,
- Doğru bir bilgiyi veya mesajı yanlış şekilde aktarmak,
- İğneleyici ve küçümser bir tavırla konuşmak – pasif agresif tavırlar sergilemek,
- Çalışanları kamera açmaya zorlamak,
- Kamera önünde aleni şekilde gruplaşmak ve dedikodu yapmak,
- İş – yaşam dengesini bozacak şekilde mesai dışı saatlere toplantı planlamak,
- Mesai saati dışı toplantılara katılınmadığında hesap sormak, rencide etmek, işi kaybetmekle tehdit etmek,
- Taciz içeren veya tehdit edici e-postalar göndermek,
- İşyerindeki sohbet odalarında çalışanları takip etmek veya taciz etmek,
- İşi yapmak için hayati önem taşıyan bilgileri birinden saklamak veya çalışanlara çok az geri bildirim vermek veya hiç geri bildirim vermemek,
- Mesajlaşma platformlarında bir çalışan hakkında uygunsuz yorumlar yapmak veya uygunsuz bir görüntü yaymak,
- Çalışanların psikolojisini kötü söz ve davranışlarla bozmak, akabinde düşük performansı / motivasyon eksikliğini bahane ederek istifaya zorlamak,
- Dedikodu ve özbenliği zedeleyici konuşma ve tavırlarla çalışanları intihara kadar sürüklemek.
Yukarıda sayılan tüm bu dijital mobbing örnekleri sonucu işletmelerde çalışan profilleri olumsuz bir şekilde değişiyor. Çalışanlarda tükenmişlik sendromu ve yorgunluk ifadeleri çok daha sık görülmeye başlarken yüksek seviyelerde stres nedeniyle zihinsel ve fiziksel hastalıklar artıyor. Sonuçta işletmede kalan mutlu çalışan sayısı azalıyor ve işletmenin total verimi düşüyor.
Dijital mobbing konusunda İK neler yapabilir?
Dijital mobbingi önleme konusunda kişilerin otokontrollerinin ardından en büyük rol insan kaynakları departmanlarına düşmektedir. Çalışanların evden ya da ofisten çalışıyor olması fark etmeksizin çalışanların problemleri özellikle takımlar arasında oluşan iletişim sorunları İK’nın gündeminde ele alınmalıdır. İK çalışanlara bu konuda desteği belirli ve düzenli periyotlarda yapılan anket, anonim olarak gönderilen geri bildirim formları, team building etkinlikleri sonucunda vermelidir.
Dijital mobbingin en çok çevrimiçi toplantılarda yapıldığı ve buna çok sayıda kişinin maruz kaldığını sosyal medya paylaşımlarında son zamanlarda sıkça görüyoruz. Bu nedenle işletmeler özellikle İK departmanları videolu, çevrimiçi toplantıların etik kapsamı üzerine özenle çalışmalıdır. İK, bu çevrimiçi toplantılarda nasıl doğru bir şekilde iletişim kurulacağına dair net bir politika belirlemelidir. Etik dışı hareketlere de nasıl bir yaptırım uygulanacağı konusunda çalışanlar bilgilendirilmelidir.
Dijital mobbing konusunda yaşanan bir başka sorun da İK ne kadar konuya karşı hassas davranıyor olsa da bazen çalışanlar bu sorunları ve tacizleri İK departmanlarına bildirmekten kaçınabiliyorlar. Bu sorunların İK’nın gündemine getirilmemesinde pandemi döneminde iş kaybetmekten korkmak ya da sorunun daha da büyüyeceğini düşünmek yatıyor olabilir. Uzmanların belirttiğine göre dijital mobbinge maruz kalan çalışanların sadece ⅓’ü bu sorunu İK departmanına bildiriyor. Bu durumu önlemek için İK, belirli periyotlarda kendi gözlemine ek çalışanlarla bireysel toplantılar düzenlemeli ve gerekirse takım değişiklikleri yaparak çatışmaların taciz boyutuna gelmesini engellemelidir.
Son olarak iş içerisinde kalmayan mobbing konularında işi adalete ve hukuk sürecine bırakmak en doğru çözüm olacaktır. Uzmanlar bu gibi durumlarda asla korkup sessiz kalınmaması gerektiğini ve hukuki olarak haklarımızı en iyi şekilde kullanmamızı söylüyorlar. Kamu ve özel sektör çalışanı olmak fark etmeksizin mobbing şikayetleri ve bilgi almak için 7 gün 24 saat ALO 170 hattı aranabilir.