Ana SayfaİK Akademiİş Güvenliği Kültürünü Anlamada Ulusal Kültür

İş Güvenliği Kültürünü Anlamada Ulusal Kültür

Yazar

Tarih

Kategori

Her toplumun kendi karakteristiği ile şekillenmiş olan bir kültürel yapısı var. Sonraki kuşaklara aktarılarak gelişen ve canlı kalmaya devam eden bu yapı -ulusal kültür-, toplumu oluşturan bireylerin davranışları üzerinde belirleyici ve bütünleştirici bir unsur. Öte yandan ulusal kültür, çalışma hayatında önemli bir rol oynayarak küçük topluluklar olarak düşünülebilen işletmelerin kültürüne de etki etmekte. Bu noktada işletme kültürünün ulusal kültürden bağımsız olduğunu söylemek mümkün olmamakta. Dolayısıyla ulusal kültürde güvenlik ile ilgili benimsenen değerler, işletmelerde iş güvenliği kültürünün oluşmasında son derece etkili. Çünkü iş güvenliği kültürü, işletme kültürünün ve dolayısıyla işletme kültürünün de etkisi altında olduğu ulusal kültürün bir yansıması.

Ulusal Kültür

Kültür, karmaşık ve çok boyutlu yapısıyla, birçok bilim dalının ilgilendiği bir konu. Bu nedenle her bilim dalının bakış açısı çerçevesinde farklı unsurlarına dikkat çekilerek anlam kazanmakta. E. B. Tylor(1871)’un “Primitive Culture” orijinal adlı kitabında yapmış olduğu tanım, kapsayıcılığı nedeniyle sıklıkla başvurulan tanımlardan biri. Tylor, ilgili eserde “kültür, toplumun bir üyesi olarak insanın edindiği bilgi, inanç, sanat, ahlak, hukuk, gelenek ve diğer yetenek ve alışkanlıkları içeren karmaşık bir bütündür” ifadesini kullanmakta. 

Peki kültür kavramının, antropologlar Kroeber ve Kluckhohn (1952) tarafından farklı bilim dallarının ilgilendiği unsurlara odaklanılarak 164 tanım çerçevesinde değerlendirildiğini biliyor muydunuz?

Kuşaktan kuşağa aktarılan kültür, zaman içinde değişerek gelişmekte. Bu anlamda kültürel değişim, hem bireysel hem de toplumsal düzeydeki değerlerin önceliklerinin değişmesini kapsayan ve süreklilik arz eden dinamik bir evrimsel süreç . Dolayısıyla  kültürün uzun bir süreç sonucu oluştuğunu, köklerinin geçmişe dayandığını ve geleceğe uzandığını söylemek mümkün. Ayrıca kültürel öğrenmenin, değerlerin bir kuşaktan diğerine aktarılmasıyla meydana geldiğini, zaman içinde geliştiğini söylemek de mümkün.  Böylece kültürün bir toplumsal bütünleşmeye sebep olduğu ve bu toplumsal bütünleşmenin sürekliliğini de değerlerin belirlediği yorumunu yapabiliriz.

Sosyal bir varlık olan insan; tüm yaşamı boyunca aile, okul, sosyal çevre ve iş çevresi gibi içinde bulunduğu her türlü ortamda bilinçli ya da bilinçsiz bir öğrenme etkileşiminde bulunmakta. Bu süreçte içinde bulunulan kültür; gelenek, görenek, inanç, coğrafya gibi birçok faktörün etkisiyle şekillenmekte ve bu şekillenme, bütün bir yaşam boyunca devam etmekte. Gerçekten doğduğu andan yaşamının sonuna kadar insan, içinde bulunduğu toplumun her türlü kültürel etkisi altında kalmakta. Bu etkileşim yoluyla edinilmiş kültür ise içselleştirilerek zaman içinde toplumun ve dolayısıyla toplumun parçası olan bireyin bir karakteristiği haline gelmekte.

Toplumsal yapı ile kıyaslandığında küçük topluluklar olarak düşünülebilen işletmelerin de kendilerine özgü kültürlerinden bahsedilebilir.

Elbette işletme kültürü, işletmenin içinde yer aldığı toplumun kültüründen bütünüyle ayrı bir kültüre sahip değil, ancak bireylerin işletmeye taşmış oldukları kültürün işletme üyelerince yeniden yorumlanması ile oluşmakta. Bu bağlamda toplum kültüründen etkilenerek oluşan işletme kültürü, farklı kültür mozaiğine sahip çalışanların sosyalleşmeleri ile kendi içlerinde ortak bir kültürel sistem oluşturmalarından ibaret. Bu nedenle işletme kültürü açıklanırken daha ziyade işletmede genel kabul görmüş ve çalışanların davranışlarına rehberlik eden değer, inanç, varsayım, kural,gelenek ve norm gibi unsurlara dikkat çekilmekte.   

İşletme kültürü, bir yandan çalışanlar için ortak davranış kalıpları geliştirmesi bakımından çalışanlara yapılması gerekenler konusunda yol göstererek işletmedeki içsel birlik ve bütünlüğü sağlamakta, bir yandan da örgütlerin değişen çevre koşullarına bu birlik ve bütünlük içinde uyum göstererek varlıklarını sürdürmelerinde rol oynamakta. 

İş Güvenliği Kültürü

Evrensel nitelikte bir temel insan ihtiyacı olan güvenlik, emniyet içinde olmayı ifade etmekte. Bu bakımdan bir tehlike karşısında korunma, tehlike anında ise kaçınma ve kurtulma anlamına geldiğinden tehlike düzeyi ile doğru orantılı bir şekilde ortaya çıkmakta. 

Günümüze kadar gelen süreçte, işyerlerinde iş güvenliğini tehdit eden mekanik, kimyasal, fiziksel ve psiko-sosyal faktörlerden korunma yöntemleri araştırılarak çalışma düzenini ve çalışma şartlarını da içeren kurallar ve kanunlar geliştirilmiştir. Bu da gerek sanayi öncesi gerekse sanayi sonrası toplum yapılarında sürekli bir güvenlik arayışı içinde olunduğunu göstermekte.

Zararla sonuçlanabilecek olası tehlikelerin önceden saptanması ve gerekli önlemlerin alınması hayli önem taşımaktadır. Bu nedenle modern anlamda güvenlik yönetimi, sistem hatalarından ziyade, risk değerlendirme ve iş güvenliği kültürüne odaklanmakta. Zira iş güvenliği kültürü, işletmenin her kademesinde çalışanların maruz kalabileceği risklerin azaltılmasına yönelen, kaza ve meslek hastalıklarının önlenmesi ile ilgilenen uygulamalar ve prosedürler bütünü. Bu bakımdan işletme üyelerinin güvenlik tutumlarını geliştirdiği, sürdürülebilir kıldığı ve güvenli davranışı teşvik ettiği için önemli olduğu savunulmakta. Böylece bir işletmede olumlu bir iş güvenliği kültürü, güvenlik yönetimi için de uygun bir alt yapı sağlamakta.

Araştırmalar, iyi gelişmiş bir iş güvenliği kültürüne sahip işletmelerde daha az kaza yaşanabileceğini ortaya koymakta. Bu anlamda iş güvenliği kültürünün ne ölçüde gelişmiş olduğu, işletmelerin ekonomik başarısı açısından da önemli bir performans ölçütü. Nitekim kazaları önlemek, tedavi etmekten daha etkili, kolay ve az maliyetli. Daha açık bir ifadeyle güvenli kkültürünün oluşturulması neticesinde çalışanların risk ve tehlikelerin farkında olmaları ile güvensiz davranışlardan sakınmalarını sağlamak mümkün olabilmekte.. Böylece sağlık ve güvenlik konusunda benzer inanç, fikir ve algıların geliştirilmesi ile kaza, yaralanma ve hastalıkları azaltmak olanaklı olabilmekte. 

İş güvenliği kültürüne yönelik yapılan çalışmalarda ulusal kültürün göz ardı edilmesi mümkün olmayacağı gibi özellikle güvenlik ile ilgili değerler açısından ulusal kültürün daha detaylı olarak incelenmesi önem arz etmekte.

Ulusal kültür, toplumu oluşturan bireylerin davranışlarının önemli bir yordayıcısı. Bu bakımdan ulusal kültürde güvenlik ile ilgili benimsenen değerler, işletmelerde iş güvenliği kültürünün oluşmasında son derece etkili. Çünkü iş güvenliği kültürü, işletme kültürünün ve dolayısıyla işletme kültürünün de etkisi altında olduğu ulusal kültürün bir yansıması.

İşletme politika ve prosedürlerinin standartlaştırılarak işletme içinde yaygın şekilde kullanılmasını destekleyen çözümler sunan idenfit, işletme kültürü oluşturmada da tüm ölçekteki işletmelerin yanında! Güçlü bir iş güvenliği kültürü için işletme kültürünüze idenfit ile yön verebilirsiniz.

Son içerikler

spot_img