Hiyerarşi her işletme için işlerin düzenli yürümesi açısından önem arz ediyor. Ancak start-up’larda açıkça tanımlanmış bir hiyerarşi düzenine sahip olmak kurumsal işletmelerden çok daha farklı dinamikleri gerektirebiliyor. Start-up’ların hiyerarşik düzeni belirlerken pek çok faktörü hesaba katması ve akıllıca seçim yapması işin başarısı üzerinde çok büyük bir etkiye sahip. Bu nedenle en efektif yapıyı belirlemek ve bu doğrultuda operasyonları düzenlemek için bazı noktalara dikkat etmek gerekiyor.
Start-up’larda Hiyerarşi Nasıl Belirlenmeli?
Genel olarak bir işletmede hiyerarşi kavramı; departmanlar ve işlevler altında bölünmüş ve gruplanmış şekilde çalışanların organizasyonel anlamda düzenlenmesini ifade ediyor. Bu hiyerarşik düzenleme; emir komuta zincirini, sorumlulukların devredilmesini, çalışanların organizasyon içerisindeki rollerini, birbirleriyle olan ilişkilerini ve seviyeler arası otoritenin iletişim kanallarını gösteriyor.
Start-up’larda Yapıyı Belirlemenin Önemi
Başlangıç aşamasında olan işletmeler, kuruluş aşamasında ve bazen uzun süre sonra son derece basit bir yapıyla operasyonlarını sürdürüyor. Nitekim; az sayıda çalışana sahip start-up’larda, büyük işletmelerin üstlendiği karmaşık yapısal kararlarla uğraşmanıza gerek yok. Start-up yapısı genellikle, kurucu ve yönetici olarak tek bir kişi veya birkaç kişiden ve ayrıca çalışanlardan oluşuyor. Bir veya daha fazla ortak olan start-up’larda yapı, üstte kurucu dahil olmak üzere ortakları, ardından yöneticiyi ve çalışanları içerebiliyor.
Start-up’larda Yatay Hiyerarşinin Getirdikleri
Start-up’lar için organizasyon yapısını belirlerken işin gereği ve dinamiklerini göz önünde bulundurmak gerekiyor. Start-up’lar genellikle yatay organizasyon yapısı olarak da bilinen düz hiyerarşi sayesinde çalışanların sorumluluk düzeylerini yükseltebiliyor. Yatay bir organizasyonel yapıda karar alma sürecinde zaman kaybedilmiyor. Bu durumda operasyonel faaliyetler için daha hızlı bir şekilde aksiyon alınması anlamına geliyor. Bu organizasyon yapısı, daha az insana ve dolayısıyla daha az bütçeye ihtiyaç duyduğu için start-up’ların maliyetini azaltmaya da yardımcı oluyor.
Gelişim mi Mükemmeliyetçilik mi Önemli?
Yatay organizasyon yapısına sahip start-up’larda ya hiç yönetici bulunmuyor ya da çok az yöneticiyle çalışılıyor. Bu durum, çalışanların işlerini bildirme konusunda kafalarını karıştırabiliyor. Bunun yanı sıra düz organizasyon yapısına sahip start-up’larda çok sayıda genel operasyonlardan ilgilenen kişi olduğu için uzmanlaşma konusunda da bazı handikaplar oluşabiliyor. Bu nedenle iş kalitesi her zaman mükemmel olmayabiliyor. Start-up büyümeye başladığı andan itibaren kurucuların sorumluluklarını devrederek daha büyük hedeflere odaklanması gerekiyor. Bu arada, çalışanlar belirli işlevleri yerine getirmede daha yetenekli ve bilgili hale geldiği için iş daha verimli hale geliyor.
Uzmanlık Dikey Hiyerarşiyle Geliyor!
Dikey hiyerarşinin olduğu start-up’larda yönetimin çalışanlar tarafından tanınan farklı düzeyleri ve yetki düzeyi de korunuyor. Ayrıca, hiyerarşik bir start-up yapısında, çalışanlara terfi etmeleri ve kariyerlerinde başarı elde etmeleri için eşit fırsatlar veriliyor. Çalışanlar, tek bir alanda uzman olmak için alanlarını daraltma eğilimi geliştirdiklerinden bu tür start-uplarda uzmanlaşma artıyor.
Uzmanlık Çevikliğe Karşı mı?
Start-up gibi genellikle az çalışanların olduğu ve ivme kazanma aşamasındaki girişimlerde dikey hiyerarşik yapıya sahip olmak iletişim becerilerini azaltabiliyor. Hiyerarşik yapılarda karar verme çok uzun bir süreci içerdiği için start-up’ların çevik ve hızlı aksiyon alma kapasitesi daralabiliyor. Tüm bunların yanı sıra dikey hiyerarşik düzende uzmanlaşmış çalışan sayısının daha yüksek olması da start-up maliyetlerini yükseltebiliyor.
Hedefiniz Büyümek mi Yoksa Maliyeti mi Azaltmak?
Yatay veya dikey hiyerarşik start-up yapılarının her birinin kendine ait bazı avantajlar ve dezavantajlar olduğu sonucuna varabiliriz. Belirli bir start-up yapısını seçme kararı, organizasyonun gelecekteki hedefine ve diğer birçok faktöre bağlı olarak değişebiliyor.
Bir start-up’ın önceliği gelecekte pazardaki erişimini genişletmekse dikey hiyerarşik organizasyon yapısını seçmesi çok daha efektif bir sonuç yaratabiliyor. Ancak start-up’ın amacı bütçesini azaltmaksa, yatay organizasyon yapısına gitmesi çok daha anlamlı oluyor.
Yatay ya da dikey organizasyon yapısını tercih eden start-uplar’da son dönemde değişmeyen bir konu ön plana çıkıyor: Dijital Dönüşüm. Her iki yapının da rekabet avantajı elde edebilmesinde büyük önem taşıyan dijital araçlar ve yazılımlar, dijital dönüşüm kapsamında daha da ön plana çıkıyor.
Dijital dönüşümde insan kaynakları alanına getirdiği yeniliklerle start-up’ların yanında olan Idenfit‘in ürün ve hizmetlerini incelemek için tıklayın!